Çok yaygın olarak kızlarda 11-12, erkeklerde 12-13 yaşında başlayan, 14-15-16 yaşlarında zirve yapıp 18-19’lu yaşlar dahil süren bu dönemlerinde ergen kız/erkek bireylerin ailesiyle çatışmalarında normal olanla normal dışı olan nedir ? Anlaşılır cümlelerle anlatmaya çalışalım .
ZOR BİR SÜREÇ
“Ergenlik öncesinde insan yavrusu özellikle 6-11 yaş ergenlik
arasında bir konuda iyi olmak, o konuda derinleşmek bireysel gelişimlerine ivme
kazandırmak en geniş anlamıyla sosyalleşmek amacı taşır. Bu durum ergenlik kapısını
çalana kadar onun normalidir. Ama ergenlik kapısını çalınca o güne kadar zevk aldığı, odağına koyduğu öncelikleri beğenileri ve
keyif aldığı konular değişivermeye başlar. O güne gelene değin aileleriyle gurur duyan,
ailesine hayranlık besleyen çocuk birdenbire ailelerini küçümsemeye,
aşağılamalara varacak derecede bile olabilir, onları hor görmeye biraz da
onlardan utanmaya başlarlar. Ailelere düşen tek sorumluluk o dönemlerinde
onlara hak vermeden olanları sindirmeye çalışmak en “akıllı” ve doğru hareket
tarzıdır.
Ergen-ebeveyn çatışması...Sadece komşunun
değil ergene sahip her ailenin sorunudur. Aileler çoğu zaman bu
noktada hep hafızalarını tazelerler. Annem bana neler yapmıştı, babam bana
nasıl davranıyordu? Bunlarla işe başlarsanız. Sonuç hep hüsran olacaktır. Temel
soru şu.” Ben bir ergenin annesi/ babasıyım. Benim beklentilerim ve
ihtiyaçlarım mı, ergenimin beklentileri ve ihtiyaçları mı?” Koşulsuz
teslimiyete de çatışmanın şiddetini artırmaya da hayır.
Cevap : Kantarın ayarını bozmadan kontrollü
bir çatışma.”
Çocuğunuz küçükken yaptığınız yatırımlar değerlere ne ölçüde dokunabildiyse
ergenlikte de o oranda hem siz hem çocuğunuz daha az sorun yaşayacaksınız. Ergenlikte
kontrollü ve dozajında çatışma aslında yaşanması da gerekir. Çünkü gençliğe
adım atan çocuğun kendisini savunma becerisi ve özgüvenini kazanması da
gerçekleşmiş olur. Bazı konularda fikir sahibi olması ve o fikirleri de sahiplenip savunabilmesi değerlidir. O nedenle
ergenlikte kontrollü çatışmalar ve tartışmalar aslında olması istenen
davranışlar olarak kabul edilmelidir.
ÖFKE KONTROLÜ SAĞLANMALIDIR?
Dünyada öfkeden daha tatlı şeyler az bulunur. Ama kontrolden
çıktığı anda da artık öfkenin sahibi insansı bir varlığa dönüşür. O durumlarda
ilk yapılabilecek şeylerden birisi ortamda olanların her birisini ortamdan ve
birbirlerinden uzaklaştırmak olmalıdır.
Derin nefes alınması normalleşmeye katkı sağlayabilir. Yeni ortamda olanların da önceki ortamla
ilgili söz söylememeleri, değerlendirme yapmamaları ve anımsatıcı tavır ve hareketlerde
bulunmamaları işe yarar.
Her insana hayatının herhangi bir anında öfkelendiğinde yapması gerekenler konusunda bir eğitim verilmesi ve bu eğitimde edinilen bilgilerinde sık sık tekrarlatılması yine işe yarar. Bu eğitimde unutulmayacak en önemli ik
1- Asla fiziksel bir
eylem içinde olmayın.
2- Sesiniz yükselebilir
ama sözlerinizde kalıcı yıkıcılık asla olmamalıdır.
Nimet külfet dengesi içerisinde çözümler aramak doğru olandır. Hemen kafadan olmaz demeden konuyu dinledikten sonra üzgünüm şu nedenle yapamam şeklinde cümleler de kurmalıyız.
Dikkat çekmek istediğim bir başka husus da ergen'in mahremiyeti korunmalıdir. Çok ince bir çizgi de şudur. Senin önerilerine itirazımı söyledim. Sen beyaz derken ben de siyah diye diretmeyeceğim. Seninle bir gri alan belirleyelim ve orada buluşalım. Senin ödünlerin olsun. Ben de sana yapabileceklerimi belirteyim. Müzakere sürecimiz sürsün. Şeklinde olmalıdır. Tekrar etmek gerekirse teslim de olunmamalı ama katı tutumlar takınılarak ergenin güveni de sarsılmamalıdır. 04.06.2023 hyetgin
5.6.24
yetginhoca1


2 yorum:
Oldukca faydali ve itidale, ilimliliga davetkar tavsiyeler farkindalik yukseltici olarak aktarilmis. Ebeveynler ve ergen cevresinde ki bireyler icin guzel bir dis uyaran gorevi goren paylasim icin tesekkurler.
Çok güncelliğini konu benim için de...okudum...tekrar okuyup sonra yorum yapacam tsk.ler.
Yorum Gönder