25 Aralık 2023 Pazartesi
20 Aralık 2023 Çarşamba
NEREDEEEN NEREYE ?
NEREDEEEN NEREYE
1969 yılında göreve Müdür Yetkili Öğretmen
olarak başladım. İlk iki belki üç ay yaşım 18 olmadığı için maaş alamadım.
Maaşlarımı aldığımda, Mutemet "bak hoca şu. Ağustos maaşın 1. ay eline
geçecek olan onun kesintileri çok oluyor haliyle. Ama şu eylül 2. maaşın işte
maaşın bu demişti. 525 lira gibiydi. Maaşlarımı alınca elime deli para geçmiş
gibi oldu. Oradan PTT ‘ye geldim. İlk maaşımı babama göndereyim jest olsun
dedim. Oradan Ziraat Bankasına geçtim. Zaten başka banka da yoktu. 2. Maaşım
için hesap açtırıp bankaya yatırdım. Elimde kalan 525 lira ile SAVARONA adında bir lokantaya
gittim. Atatürk'ün aşçısının çocukları işletiyordu. Orada çorbadan başlayıp
tatlı ile biten bir yemek yedim. İlk aylarda Partalcı’nın hanında
kalırken, o ay ahırı yok, kokmuyormuş,
eee atımda yok diye akşam yeni keşfettiğimiz ahırı olmayan Armutçu’nun hanında kaldım.
Ertesi gün ilçede küçük bir fiyat araştırması yapmıştım.
Bir iki esnafa da, önceki aylarda maaş alamadığım için deftere yazılmış borçlarım vardı. Esnafların,
öğretmen kaçmıyorsun ya acelesi ne ya, serzenişlerine rağmen . Hayır, ödeyeyim
diyerek o borçları kapattım. Kasap birisi vardı. Oradan köye elim boş
dönmeyeyim diye bir kilo kemiksiz et aldım. Fiyatı 2,5 lira idi. Diğer
eksiklerimizi köyde yumurta falan toplayıp satan, köye gelirken de getirdiği bakkaliye malları
temin eden bir köy bakkalı diyelim oradan temin ediyordum. Bir kısmını da 32
köyün ortak pazarı gibi olan Cumayanı’ndaki bir iki bakkaldan karşılıyordum. O
nedenle fazla bir şey almadım. 47 km uzaklıkta okulumun olduğu köye ortalık çok kararmadan
döneyim diye hemen yola koyuldum. Irmak
köyüne kadar giden bir kamyon olduğunu duyunca hemen koşarak kamyonun olduğu
yere geldim. Şoför mahalline oturmuş iki kişiden birisini benim itirazıma
rağmen soför indirdi. "Öğretmen kasada bu bey şöfermalinde olurmu ya
?" diyerek indirdi. Ben o kişiden kusura bakmamasını isterken o kişi de ‘’Öğretmen
rahat ol.’’ Ben zaten binmem şöfermaline de boş diye bindiydim. Temiz temiz
hava ala ala gideriz işte. Sen canını sıkma gibi sözler söyledi. Bindik kamyona
yaklaşık bana o kamyon elli dakika kazandırmıştı. Irmak köyünden sonra artık
yayan koşuldum yola...
Yedi
saatten sonra hava kararmış durumdayken vardım köye. O günde köyde de birkaç
kişi ortak hayvan kesmişler. Kilosunu 210 kuruştan isteyenlerle de
paylaşmışlar. Ben de 1 kilo etle varınca.
Rahmetli Muhammet ‘’Ya hoca onca yolu elinle etle mi geldin?’’ diye bana
çıkışmıştı. Bak köyde de kestik. Kaça aldın bunu deyince baktım gerçekten merak
ediyorlar. 2,5 lira deyince köyde ortak hayvan kesenler. Oooo paraya bak gördün
mü gibi konuşmalar yapmışlardı. Ne ise
anlatmak istediğim henüz 2 aylık öğretmenin eline 525 lira para geçiyordu. Etin
ilçedeki fiyatı da 2,5 lira idi.
Dün uğradığım markette ise orta yağlı kuşbaşı
etin kilosu 380 TL idi. 1969 yılında henüz stajyer öğretmen maaşımla 210 kg
kemiksiz et alabiliyormuşum. Bugün 210x380= 79.800 TL alan bir öğretmen o günkü
öğretmenin alım gücüne erişebilirmiş. Ayda 79.800 TL alan öğretmen olduğunu
zannetmiyorum. Müfettişlerin bile o rakama ulaşabileceklerine ihtimal
vermiyorum. Hani büyüklerimiz... "Neredeeennn nereyeee?" derler ya
. Nereden nereye. Geldik mi değirmene? Sordum yine ne öğütüyor bu? Aldığım
cevap hiç değişmedi yıllarca . "Duman öğütüyor duman." Noktasına
virgülüne takılan çok oluyor da çalakalem yazıp gittim. Dönüp okumadım bile...
Herkese sağlık dileyeyim. 19.12.2023
hyetgin.