8 Eylül 2025 Pazartesi

BİR EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINA DAHA BAŞLARKEN…

       BİR EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINA DAHA BAŞLARKEN…

    Eğitim tarihimizde de epey sayıda başarıya imza attığımızın altını çizerken duygusallaşmadım diyemem. Üstelik bu başarılar Dünyada da olumlu örnekler olarak not edildi. Uzağa gitmeden yakın tarihimizle ilgili konuşalım. Söz gelimi Dünya da tek ve eşi olmayan bir uygulama yaptık. Kurtuluş savaşımız sürerken eğitim kongresi düzenledik.

    Ulusal Kurtuluş savaşımız zaferle taçlandığında Anadolu ve Trakya da nüfusumuzun %80 den fazlası köylerde, %20 ye yakın bir nüfusta kentlerde yaşıyordu. Köylerde okul sayısı neredeyse yok sayıda. Kentlerde de çok az sayıda. Okuryazarlık oranı da okul sayısı ile uyumlu. Köylerde sıfıra yakın, kentlerde kâğıt üzerinde %7 gözükse de, yaygın olan durum bilenin yok denilecek kadar çok az olduğudur.

    Çağın dâhisi bir lider, insanımızı okuryazar yapmamız lazım dedi. Öğretmen sayısı çok az. Fakat kararlılık çok yüksek. Ortak akıl çözümü bulmakta gecikmedi. Okuryazar olan herkes öğretmen, okur-yazar olmayan herkes de öğrenci oldu. Bulunduğumuz her mekânı derslik saydık. Adını da millet mektepleri koyduk. Başöğretmenimizde Mustafa Kemal Atatürk oldu.  Ve on binlerce insanımızı kısa sürede okur-yazar yaptık. Ama bu durum sürdürülebilir bir değişim sağlayamazdı.

    Kurucu ve kurtarıcı önderlik, okuryazar olan askerler veya askerde okur-yazar olan gençler arasından eğitmenliğe yatkın olanları altı aylık bir kursa tabi tuttu. Bu gençlere marangozluk, demircilik, duvar ustalığı, tarım bilgisi ve yine onlarla birlikte hazırlanan okuma-yazma ve matematik öğretme kılavuz kitaplarını da tahta bavullarına koyarak eğitmen adıyla köylere gönderdik. 3 yıllık ilkokullarda eğitmenlik yapmalarını sağladık.

    Eğitim düzeyi yükseldikçe kısa süreler içinde bu yapılanlar da yetmemeye başladı. Bu durum üzerine Dünyanın halende daha konuşup model aldığı destansı köy enstitülerini kurduk. Öğrencilerimizi bulduk. Binamız yoktu. Öğrencilerimizle binalarımızı yaptık. Onlarla birlikte ışıklar yakıp birlikte aydınlandık. Birlikte düşündük, birlikte ürettik ve hep birlikte iyiye çağdaş uygarlığa doğru koşmaya başladık.

    O günün sınırlı olanaklarıyla Dünya üzerinde yayınlanmış tüm klasikleri Türkçeye çevirdik. Klasiklerin on binlerce insan tarafından okunmasını sağladık. Büyük bir kültür atılımı yaptık.

    1929 larda Dünya ekonomik krizlerle boğuşurken biz limon-portakal satarak onlarca fabrika kurduk ve %12 leri bulan büyüme rakamlarına ulaştık.

    Bugün çevrimiçi eğitim diye adlandırdığımız sistemin mektupla öğretim adıyla önemli kurucularından ve geliştiricilerinden birisi yine biz olduk.

    BÖYLELİKLE;

    Ümmetten millet, enkazdan devlet, yoktan Cumhuriyet yarattık.

    Bugün Dünya’nın en iyisi olmamızı hiçbir güç engelleyememeli. Bu görevi, bu

  sorumluluğu en başta biz öğretmenler içselleştirmeli ve omuzlarımızda hissetmeliyiz. Bu duygu ve düşüncelerle 2025-2026 Eğitim- Öğretim yılımızı kutluyorum.

  Başöğretmenimizin gösterdiği hedefe hiç durmadan yürüme ülkümüzü ödünsüz sürdürelim. 08.09.2025                                             Hıfzı Yetgin                

0 yorum:

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Premium Wordpress Themes