29 Eylül 2025 Pazartesi
8 Eylül 2025 Pazartesi
BİR EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINA DAHA BAŞLARKEN…
BİR
EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINA DAHA BAŞLARKEN…
Eğitim tarihimizde de epey sayıda başarıya
imza attığımızın altını çizerken duygusallaşmadım diyemem. Üstelik bu başarılar
Dünyada da olumlu örnekler olarak not edildi. Uzağa gitmeden yakın tarihimizle ilgili
konuşalım. Söz gelimi Dünya da tek ve eşi olmayan bir uygulama yaptık. Kurtuluş
savaşımız sürerken eğitim kongresi düzenledik.
Ulusal Kurtuluş savaşımız zaferle taçlandığında
Anadolu ve Trakya da nüfusumuzun %80 den fazlası köylerde, %20 ye yakın bir nüfusta
kentlerde yaşıyordu. Köylerde okul sayısı neredeyse yok sayıda. Kentlerde de
çok az sayıda. Okuryazarlık oranı da okul sayısı ile uyumlu. Köylerde sıfıra
yakın, kentlerde kâğıt üzerinde %7 gözükse de, yaygın olan durum bilenin yok
denilecek kadar çok az olduğudur.
Çağın dâhisi bir lider, insanımızı okuryazar
yapmamız lazım dedi. Öğretmen sayısı çok az. Fakat kararlılık çok yüksek. Ortak
akıl çözümü bulmakta gecikmedi. Okuryazar olan herkes öğretmen, okur-yazar
olmayan herkes de öğrenci oldu. Bulunduğumuz her mekânı derslik saydık. Adını da
millet mektepleri koyduk. Başöğretmenimizde Mustafa Kemal Atatürk oldu. Ve on binlerce insanımızı kısa sürede okur-yazar
yaptık. Ama bu durum sürdürülebilir bir değişim sağlayamazdı.
Kurucu ve kurtarıcı önderlik, okuryazar
olan askerler veya askerde okur-yazar olan gençler arasından eğitmenliğe yatkın
olanları altı aylık bir kursa tabi tuttu. Bu gençlere marangozluk, demircilik, duvar
ustalığı, tarım bilgisi ve yine onlarla birlikte hazırlanan okuma-yazma ve
matematik öğretme kılavuz kitaplarını da tahta bavullarına koyarak eğitmen
adıyla köylere gönderdik. 3 yıllık ilkokullarda eğitmenlik yapmalarını
sağladık.
Eğitim düzeyi yükseldikçe kısa süreler
içinde bu yapılanlar da yetmemeye başladı. Bu durum üzerine Dünyanın halende
daha konuşup model aldığı destansı köy enstitülerini kurduk. Öğrencilerimizi
bulduk. Binamız yoktu. Öğrencilerimizle binalarımızı yaptık. Onlarla birlikte
ışıklar yakıp birlikte aydınlandık. Birlikte düşündük, birlikte ürettik ve hep
birlikte iyiye çağdaş uygarlığa doğru koşmaya başladık.
O günün sınırlı olanaklarıyla Dünya üzerinde
yayınlanmış tüm klasikleri Türkçeye çevirdik. Klasiklerin on binlerce insan tarafından
okunmasını sağladık. Büyük bir kültür atılımı yaptık.
1929 larda Dünya ekonomik krizlerle
boğuşurken biz limon-portakal satarak onlarca fabrika kurduk ve %12 leri bulan
büyüme rakamlarına ulaştık.
Bugün çevrimiçi eğitim diye adlandırdığımız
sistemin mektupla öğretim adıyla önemli kurucularından ve geliştiricilerinden
birisi yine biz olduk.
BÖYLELİKLE;
Ümmetten millet, enkazdan devlet, yoktan Cumhuriyet
yarattık.
Bugün Dünya’nın en iyisi olmamızı hiçbir
güç engelleyememeli. Bu görevi, bu
sorumluluğu en başta biz öğretmenler içselleştirmeli ve omuzlarımızda hissetmeliyiz. Bu duygu ve düşüncelerle 2025-2026 Eğitim- Öğretim yılımızı kutluyorum.
Başöğretmenimizin gösterdiği hedefe hiç durmadan yürüme ülkümüzü ödünsüz sürdürelim. 08.09.2025 Hıfzı Yetgin